Yaşayan Gezegen

Yaşayan gezegen, benzersiz ve muazzam bir mucize. Milyarlarca tür bitki ve hayvan, güneşin enerjisinden ve dünyanın minerallerinden yararlanmak için birlikte çalışıyor. Birbirlerini ayakta tutan, iç içe geçmiş, dengeli yaşamlar sürdürüyor.

İnsanlar olarak hayatta kalmak için bu hassas yaşam destek mekanizmasına güveniyoruz. O da sorunsuz çalışmak için biyolojik çeşitliliğe ihtiyaç duyuyor. Buna rağmen dünyada sürdürdüğümüz yaşamlar biyoçeşitliliği hızla yok ediyor. Doğal dünya soluyor. Bu yazı hatalarımızı anlamamıza yardımcı olmayı ve hemen harekete geçersek onları nasıl düzeltebileceğimizi göstermeyi hedefliyor.   

2021 neden farklı olmalı?

Son 50 yıldır dünyamız küresel ticaret, kentleşme, tüketim ve insan nüfusunda ciddi bir patlamayla karşı karşıya. Çevremizdeki doğal yaşam üzerinde oluşturduğumuz bu büyük baskı aşırı avlanmaya, iklim değişikliğine, habitat ve biyoçeşitlilik kaybına neden oluyor. Canlı tür popülasyonlarında 1970'ten bu yana %68 düşüş kaydedildi. Evet, vahşi yaşamın üçte ikisini yok ettik. Neden? Yediğimiz yemeklere, satın aldığımız ürünlere, yarattığımız çöpe ve verdiğimiz kararlara gerekli önemi vermedik. Bugüne kadar.

WWF'nin 2020 Yaşayan Gezegen Raporu oldukça karanlık bir tablo çiziyor, ancak henüz çok geç olmadığını da gösteriyor. Demek ki hâlâ umut var. Tabii hemen harekete geçersek! Dünyamızla ilişkimizi düzeltmek için bundan sonraki kararlarımızı onu gözeterek almamız gerekiyor.

Hepimiz bir şeyler yapabiliriz. Durumu tersine çevirmek hepimizin elinde.   

Yaşayan Gezegen

Yaşayan gezegen, benzersiz ve muazzam bir mucize. Milyarlarca tür bitki ve hayvan, güneşin enerjisinden ve dünyanın minerallerinden yararlanmak için birlikte çalışıyor. Birbirlerini ayakta tutan, iç içe geçmiş, dengeli yaşamlar sürdürüyor.

İnsanlar olarak hayatta kalmak için bu hassas yaşam destek mekanizmasına güveniyoruz. O da sorunsuz çalışmak için biyolojik çeşitliliğe ihtiyaç duyuyor. Buna rağmen dünyada sürdürdüğümüz yaşamlar biyoçeşitliliği hızla yok ediyor. Doğal dünya soluyor. Bu yazı hatalarımızı anlamamıza yardımcı olmayı ve hemen harekete geçersek onları nasıl düzeltebileceğimizi göstermeyi hedefliyor.   

Biyoçeşitlilik neden önemli?

Dünya çapında milyonlarca bitki, hayvan, mantar ve mikroorganizma türü, gıdalarımızın oluşumunda büyük rol oynuyor. Biyoçeşitlilik olarak bilinen bu kavram, tıbbi ilaçlar için kaynaklar sunmanın, su ve toprak kaynaklarının yenilenmesini ve korunmasını sağlamanın yanı sıra insanlar için çeşitli ve dengeli beslenme sağlıyor. Tükettiğimiz mahsullerin çoğalmasını sağlayan tozlanıcılardan toprağı zenginleştiren mikroorganizmalara kadar birçok tür gıda üretimi için gerekli.

Yaşayan Gezegen Raporu, insan kaynaklı doğa tahribatının yalnızca vahşi yaşam popülasyonlarını değil, aynı zamanda insan sağlığını ve gıda çeşitliliğini de etkilediğini vurguluyor. Geçen 20 yıl içinde mahsul çeşitliliğinde %75 düşüş kaydedildi. Gıda çeşitlerimizin dörtte üçü yok oldu. Biyoçeşitliliğin azalması beslenmeyi, gıda güvenliğini ve milyarlarca insanın geçim kaynaklarını doğrudan etkiliyor.

2030’a kadar dünya genelinde biyoçeşitlilik ve vahşi yaşam popülasyonlarının kaybını durdurmak, tersine çevirmek ve geleceğimizi korumak için eşi görülmemiş bir küresel eylemde bulunmak artık her zamankinden daha önemli. Hayatta kalmamız buna bağlı. Dünyamızın biyolojik çeşitliliği korumazsak, sadece birkaç yıl içinde kahve, çilek, patates, avokado, muz ve kakao gibi mahsulleri komple kaybedebiliriz.

Gıda sektörünün gerçek maliyeti

Dünya çapında milyonlarca bitki, hayvan, mantar ve mikroorganizma türü, gıdalarımızın oluşumunda büyük rol oynuyor. Biyoçeşitlilik olarak bilinen bu kavram, tıbbi ilaçlar için kaynaklar sunmanın, su ve toprak kaynaklarının yenilenmesini ve korunmasını sağlamanın yanı sıra insanlar için çeşitli ve dengeli beslenme sağlıyor. Tükettiğimiz mahsullerin çoğalmasını sağlayan tozlanıcılardan toprağı zenginleştiren mikroorganizmalara kadar birçok tür gıda üretimi için gerekli.

Yaşayan Gezegen Raporu, insan kaynaklı doğa tahribatının yalnızca vahşi yaşam popülasyonlarını değil, aynı zamanda insan sağlığını ve gıda çeşitliliğini de etkilediğini vurguluyor. Geçen 20 yıl içinde mahsul çeşitliliğinde %75 düşüş kaydedildi. Gıda çeşitlerimizin dörtte üçü yok oldu. Biyoçeşitliliğin azalması beslenmeyi, gıda güvenliğini ve milyarlarca insanın geçim kaynaklarını doğrudan etkiliyor.

2030’a kadar dünya genelinde biyoçeşitlilik ve vahşi yaşam popülasyonlarının kaybını durdurmak, tersine çevirmek ve geleceğimizi korumak için eşi görülmemiş bir küresel eylemde bulunmak artık her zamankinden daha önemli. Hayatta kalmamız buna bağlı. Dünyamızın biyolojik çeşitliliği korumazsak, sadece birkaç yıl içinde kahve, çilek, patates, avokado, muz ve kakao gibi mahsulleri komple kaybedebiliriz.    

➀ Daha fazla bitki, daha az hayvan

Et ve süt ürünleri için hayvan yetiştirmek, büyük miktarda alan, su ve yem gerektiriyor. Hayvancılık endüstrisi tek başına, tüm sera gazı emisyonlarının yaklaşık %15'ini oluşturuyor. 1992 ile 2016 arasında küresel et tüketimindeki %500 artış, bitkilere öncelik vererek diyetlerimizi yeniden dengelememiz gerektiği gösteriyor.

➁ Dengeli ve çeşitli beslen

Dünyadaki gıda arzının %75'i sadece on iki bitki ve beş hayvan türünden geliyor. Tarımda çeşitlilik eksikliği hem doğa için kötü hem de gıda güvenliğini tehdit ediyor. Diyetindeki çeşitliliği artırarak, biyoçeşitliliği canlandırmaya yardımcı olabilirsin.

➂ Çöpe gidenleri azalt

Yemek israfı ciddi bir sorun. Üretilen tüm gıdaların %30'u (dünyamıza büyük bir maliyet karşılığında) çöpe gidiyor. Yemek israfını azaltmak aslında çok basit, yiyemeyeceğin her şeyi tazeyken dondurman ve sadece ihtiyacın (yiyebileceğin) kadar yemek satın alman yeterli.

➃ Plastiği pas geç

Plastik ve mikroplastikler, doğal dünyamızın yanı sıra diyetlerimize bile sızmış durumda. Alışveriş yaparken bez çanta kullanıp mümkün olduğunca ambalajsız meyve ve sebzeleri tercih edebilirsin.

➄ Her şey mevsiminde güzel 

Mümkün olduğunca yerel üreticilerden alabileceğin mevsimlik ürünleri diyetine dahil etmeye çalış. Böylelikle yerel ekonomiyi desteklemenin yanı sıra yerel üreticilerle tanışabilir ve mevsimlik yiyeceklerin nasıl hazırlanacağına dair ipuçları alabilirsin.

2021 neden farklı olmalı?

Son 50 yıldır dünyamız küresel ticaret, kentleşme, tüketim ve insan nüfusunda ciddi bir patlamayla karşı karşıya. Çevremizdeki doğal yaşam üzerinde oluşturduğumuz bu büyük baskı aşırı avlanmaya, iklim değişikliğine, habitat ve biyoçeşitlilik kaybına neden oluyor. Canlı tür popülasyonlarında 1970'ten bu yana %68 düşüş kaydedildi. Evet, vahşi yaşamın üçte ikisini yok ettik. Neden? Yediğimiz yemeklere, satın aldığımız ürünlere, yarattığımız çöpe ve verdiğimiz kararlara gerekli önemi vermedik. Bugüne kadar.

WWF'nin 2020 Yaşayan Gezegen Raporu oldukça karanlık bir tablo çiziyor, ancak henüz çok geç olmadığını da gösteriyor. Demek ki hâlâ umut var. Tabii hemen harekete geçersek! Dünyamızla ilişkimizi düzeltmek için bundan sonraki kararlarımızı onu gözeterek almamız gerekiyor.

Hepimiz bir şeyler yapabiliriz. Durumu tersine çevirmek hepimizin elinde.   

Yaşayan gezegen raporunu okumak için tıkla.

Biyoçeşitlilik neden önemli?

Dünya çapında milyonlarca bitki, hayvan, mantar ve mikroorganizma türü, gıdalarımızın oluşumunda büyük rol oynuyor. Biyoçeşitlilik olarak bilinen bu kavram, tıbbi ilaçlar için kaynaklar sunmanın, su ve toprak kaynaklarının yenilenmesini ve korunmasını sağlamanın yanı sıra insanlar için çeşitli ve dengeli beslenme sağlıyor. Tükettiğimiz mahsullerin çoğalmasını sağlayan tozlanıcılardan toprağı zenginleştiren mikroorganizmalara kadar birçok tür gıda üretimi için gerekli.

Yaşayan Gezegen Raporu, insan kaynaklı doğa tahribatının yalnızca vahşi yaşam popülasyonlarını değil, aynı zamanda insan sağlığını ve gıda çeşitliliğini de etkilediğini vurguluyor. Geçen 20 yıl içinde mahsul çeşitliliğinde %75 düşüş kaydedildi. Gıda çeşitlerimizin dörtte üçü yok oldu. Biyoçeşitliliğin azalması beslenmeyi, gıda güvenliğini ve milyarlarca insanın geçim kaynaklarını doğrudan etkiliyor.

2030’a kadar dünya genelinde biyoçeşitlilik ve vahşi yaşam popülasyonlarının kaybını durdurmak, tersine çevirmek ve geleceğimizi korumak için eşi görülmemiş bir küresel eylemde bulunmak artık her zamankinden daha önemli. Hayatta kalmamız buna bağlı. Dünyamızın biyolojik çeşitliliği korumazsak, sadece birkaç yıl içinde kahve, çilek, patates, avokado, muz ve kakao gibi mahsulleri komple kaybedebiliriz.

Gıda sektörünün gerçek maliyeti

Gıdalarımızın hepsi doğadan geliyor, ancak mevcut gıda sistemimiz doğa için en büyük tehditlerden biri. Gıda sektörü, tüm insan faaliyetleri arasında gezegenimizi en çok etkileyen sektör.

Doğal yaşam alanı kaybının en büyük faktörü, gıda üretimi için arazi kullanımının değiştirilmesi. Her geçen gün çiftlik tarımı için daha fazla ağaçlık alan yok ediliyor. Dünyadaki yaşanabilir arazilerin yaklaşık %50'si çiftlik hayvanlarını ve insanları besleyen mahsullerin tarımı için kullanılıyor. Yeryüzündeki en zengin yaşam çeşitliliğine sahip bölgelerden bazıları, mahsul yetiştiriciliği ve hayvancılık nedeniyle harcanıyor. Artan gıda talebini karşılayabilmemiz için gıda üretim ve tüketim süreçlerimizi gözden geçirip bu sistemi daha sürdürülebilir hâle getirmemiz gerekiyor. WWF-Türkiye sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştıracak çalışmalar yürütüyor, bir yandan da kaynaklarımızı korumak için çalışıyor.

➀ Daha fazla bitki, daha az hayvan

Et ve süt ürünleri için hayvan yetiştirmek, büyük miktarda alan, su ve yem gerektiriyor. Hayvancılık endüstrisi tek başına, tüm sera gazı emisyonlarının yaklaşık %15'ini oluşturuyor. 1992 ile 2016 arasında küresel et tüketimindeki %500 artış, bitkilere öncelik vererek diyetlerimizi yeniden dengelememiz gerektiği gösteriyor.

➃ Plastiği pas geç

Plastik ve mikroplastikler, doğal dünyamızın yanı sıra diyetlerimize bile sızmış durumda. Alışveriş yaparken bez çanta kullanıp mümkün olduğunca ambalajsız meyve ve sebzeleri tercih edebilirsin.

➁ Dengeli ve çeşitli beslen

Dünyadaki gıda arzının %75'i sadece on iki bitki ve beş hayvan türünden geliyor. Tarımda çeşitlilik eksikliği hem doğa için kötü hem de gıda güvenliğini tehdit ediyor. Diyetindeki çeşitliliği artırarak, biyoçeşitliliği canlandırmaya yardımcı olabilirsin.

➄ Her şey mevsiminde güzel

Mümkün olduğunca yerel üreticilerden alabileceğin mevsimlik ürünleri diyetine dahil etmeye çalış. Böylelikle yerel ekonomiyi desteklemenin yanı sıra yerel üreticilerle tanışabilir ve mevsimlik yiyeceklerin nasıl hazırlanacağına dair ipuçları alabilirsin.

➂ Çöpe gidenleri azalt

Yemek israfı ciddi bir sorun. Üretilen tüm gıdaların %30'u (dünyamıza büyük bir maliyet karşılığında) çöpe gidiyor. Yemek israfını azaltmak aslında çok basit, yiyemeyeceğin her şeyi tazeyken dondurman ve sadece ihtiyacın (yiyebileceğin) kadar yemek satın alman yeterli.